Adıyaman’da enkaz altından ateş eden genç, son videom olduğunu söyleyerek enkazdan çıkarıldı.
Kahramanmara’daki depremin üzerinden 10 gün geçti…
Türkiye, yüzyılın felaketi olan depremin ardından yaralarını sarmaya çalışıyor.
35 bin kişinin hayatını kaybettiği depremde onlarca kişi enkazın altından çıkarıldı.
Deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmaları devam ederken, mucizevi kurtarma çalışmaları da sürüyor.
1 apartmanda 47 kişi hayatını kaybetti
Adıyamanlı Taha Fazilet, Yeni Sanayi Mahallesi’ndeki 7.7 büyüklüğündeki depremde yıkılan 47 kişinin cenazesinin bulunduğu Zümrüt Apartmanı’nın enkazı altında kaldı.
Binadaki insanların çığlıklarıyla uyandı.
Deprem sırasında uyanan ve kaçmaya çalışırken kapıyı çarparak bayılan 17 yaşındaki Taha Fazilet, daha sonra binada bulunanların çığlıkları ile uyandı.
Son fotoğrafım diyerek fotoğraf çekti.
Uyandığında üzerinde bir yığın moloz olduğunu fark etti.
Bacağı sıkışan ve kurtulamayacağını düşündüğü için hareket edemeyen 11. sınıf öğrencisi Taha Fazilet. “son videom”Bir fotoğraf çekti.
“Öleceğim, tavan üstümde”
Şiddetli artçı sarsıntıları kendisini kaydettiği anlarda kaydeden Taha Fazilet, “Öleceğim, tavan şu an üzerimde. Çok pişman olduğum şeyler var; Allah’ım bütün günahlarımı affet” konuştuğunda, her zaman beyin sarsıntısı olduğunu kasteder. Sürekli namaz kılarken görülen Erdem’in imajı daha sonra bitiyor.
Enkazdan sağ kurtuldu
Taha Fazilet, depremden 2 saat sonra yakınlarının yardımıyla enkazdan çıkarıldı.
Hafif yaralanan Erdem’in anne babası da enkazdan kurtarıldı.
“Sırtımda tavan vardı”
Yaşadıklarını anlatan Taha Fazilet, şu ifadeleri kullandı:
Deprem olunca kapıya giderken kafamı çarptım, yere düştüm. Gözlerimi açtığımda kendimi bir tabutun içinde hissettim. Sırtımda tavan vardı. Bacaklarım molozların altında kaldı. İlk uyandığımda bunun bir rüya olduğunu düşündüm.
Sonra kendimi kurtarmaya çalışırken enkazın içinde olduğumu gördüm. benim telefonum vardı Kendimin kısa bir resmini çektim. Fotoğraf çekerken hep titreme oluyordu. Artçı sarsıntılar çok şiddetliydi. Aşağıdan sesler geliyordu. Komşularımızın çığlıklarını duydum.